Rezidü Sorunu ve Tütünlerimiz
Tarihsel Süreç: 1966 yılında eski ismiyle Federal Almanya’da, tütünlerde kimyasal mücadele ilaçlarının rezidü (kalıntı) miktarları, kanun ve tüzüklere bağlandı. Pratikte uygulanması mümkün görülmeyen dar rezidü sınırları kabul edildi. Uygulanması zor rezidü sınırları, tütün üreticisi ülkeler ile tütün şirketlerinin tepkisi ile karşılandı. Bu hamleye karşı tütün üreticileri de hemen çalışmalara başladı. 1966 yılından önce bazı ülkelerde de tütünde rezidü sınırlandırmaları getirilmiş ancak kabul edilen toleranslar, Alman normlarının en az on katı olduğundan fazla ses getirmemişti.
Almanya’nın bu kararından sonra Uluslararası Tütünle İlgili Bilimsel Araştırmalar İşbirliği Merkezi (CORESTA), 1967 yılında düzenlediği duman ve teknoloji çalışma gruplarının toplantılarında konu ortaya atılmış ve çözüm yolu bulmak üzere ortak çalışmalar başlatılmıştır. Ülkemizde de hemen gerekli çalışmalara girişilmiş ve durum Bakanlıklara ve tütünle ilgili özel sektör kuruluşlarına duyurulmuştur. Çalışmalar ilk olarak 1968 yılında Tarım Bakanlığı bünyesinde başlatılmıştır. Türk tütünlerinde ve harmanlarında bulunan rezidü miktarlarının tespiti üzerinde bir proje çalışılması kararlaştırılmış ve projenin ana prensipleri tespit edilmiştir. Düzenlenen projeye göre başlıca Tekel tütün mamullerinden, Tekel ve özel sektör yaprak tütün stoklarından ait olduğu yılı temsil eder özellikte numuneler alınarak, rezidü miktarlarının tespit edilmesi işlemine 1966 ürün yılı tütünleri ile başlanmıştır. Proje Tekel Enstitüleri ve Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele İlaç ve Aletleri Enstitüleri’nin sorumlulukları altında yürütülmüş ve faydalı bilgiler elde edilmiştir.
1990 yılında TEKEL ve Ege Tütün İhracatçı Birlikleri ortak bir çalışma ile Ege Bölgesi tütün üreticilerinin istiflerinden numuneler alarak analize tabi tutulmuş, sektörün ilaç kalıntısı bakımından durumu tespit edilmiştir. TEKEL 1998 yılından itibaren tütün üreticilerinden numuneler alarak pestisit analizi yaptırmıştır. Analiz sonucunda, tütünlerinde yüksek miktarda ilaç kalıntısı saptanan üretici tütünleri önceleri yarı fiyatına alınmış, devam eden dönemlerde ilaç kalıntılı tütünler satın alınmayarak yaptırım uygulanma yoluna gidilmiştir. Ancak kalıntılı tütünler başka üreticiler üzerinden satılarak sigara sanayisinde ve ihracatta kullanılmıştır. 1990’lı yıllarda tütün yüklü gemilerin, ithalatçı birçok ülke limanından ilaç kalıntısı nedeniyle geri çevrilmesi tütün şirketlerinin iflasına yol açmış ve pazar kayıpları yaşanmıştır. TEKEL 2002 yılına kadar ihracata konu tütünlerden zirai ilaç kalıntısı analizleri için numuneler alarak sektörü kontrol altında tutmaya çalışmıştır. 2002 yılında yürürlüğe giren yeni tütün kanunu ile sözleşmeli üretim modeline geçildiğinden, tütün şirketleri üreticilerinin zirai mücadele ilaçları kalıntı analizlerini yaptırmakta, ulusal ve uluslararası kalıntı normlarına göre tütün üretim sürecini yönetmektedirler.
Güncel Durum: Örnek olarak üretici-alıcı arasında imzalanan 2019 yılı tütün sözleşmelerinde, bitki koruma ürünü kullanımı ve ilaç kalıntı konusu maddeleri aşağıda sıralanmıştır.
I)Tütünün fidelik aşamasından başlayarak üretimin her devresinde, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tütünde kullanılması için ruhsatlandırılan bitki koruma ürünleri dışında kesinlikle başka herhangi bir bitki koruma ürünü kullanılmayacaktır. Bu ürünler kullanılırken doz miktarı, kullanım zamanı, uygulama ile kırım arasında geçmesi gereken süre gibi konularda ürün etiketi üzerinde yazılı kullanma talimatlarına kesinlikle riayet edilecektir. Amaç dışı bitki koruma ürünü kesinlikle kullanılmayacaktır. ALICI, çeşitli aşamalarda yaptıracağı kontroller meyanında, farklı zamanlarda alınmış tütün numunelerinde yapılan analiz sonucunda, Bakanlıkça belirlenen maksimum kalıntı limitlerinin üzerinde en az iki kez kalıntı bulunması, tütünde kullanım ruhsatı olmayan herhangi bir bitki koruma ürünü kalıntısı saptanması ve bu durumun Tarım ve Orman Bakanlığı Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce ya da talep halinde Bakanlık tarafından uygun görülecek bir başka kuruluşta yapılacak laboratuvar analizleri sonucunda belirlenmesi halinde bu sözleşmeyi, ÜRETİCİ’ye bildirmek şartıyla tazminatsız olarak iptal etmeye yetkilidir. ALICI, bu kapsamda sözleşmesini iptal ettiği üreticileri analiz raporları ile birlikte iki gün içinde Bakanlığa ve Ege Tütün İhracatçıları Birliğine bildirir.
J)Denkleme esnasında tav suyuna hiçbir hal ve şekilde tarım ilacı, boya ve benzeri maddeler karıştırılmayacaktır.
L)ÜRETİCİ, üretim ve alım-satım konusu tütünlerin fidelik evresinden denklemeye kadar (denkleme dâhil) her zaman ALICI’nın teknik personeli tarafından kontrol edilmesine müsaade eder, yapılan önerileri dikkate alır ve analiz maksadı ile en fazla 4 kez ve her defasında 200 gramı geçmemek üzere numune alınmasına izin verir. ÜRETİCİ’nin numune vermekten kaçınması ve bu durumun ÜRETİCİ’nin ikametgâhının bulunduğu mahallin muhtarı ve ihtiyar heyetinden iki üyenin imzalayacakları bir tutanakla veya noter kanalı ile belgelenmesi halinde, ALICI bu sözleşmeyi tazminatsız olarak fesh edebilir.
İlaç kalıntısı, üzerinde hassasiyetle durulması gereken önemli bir konudur. Alınan kurutulmuş tütün numunelerine, akredite laboratuvarlarda pestisit analizi yapılmaktadır. Bazı şirketler pestisit analizini yurt dışında yaptırmaktadır. Tütün üretim süreci, tütün şirketleri ve tarım teşkilatları tarafından yakından takip edilmektedir. Zirai ilaç uygulamaları hakkında gerekli eğitim çalışmaları yapılmakta, afiş ve broşür dağıtılmakta, SMS ile tütün hastalık ve zararlıları mücadelesi konularında bilgilendirmeler yapılmaktadır. Bütün gayretlere rağmen kalıntılı mahsuller olabilmektedir. İlaç kalıntısı yüzünden üreticinin elinde kalacak tütün, örneğin kurulacak bir sigorta fonu ile satın alınarak imha edilmesi yoluna gidilmelidir.
Zirai mücadele ilaçlarının kalıcı yani uzun süreli etki göstermesi istenir. Hastalık kaynağının yoğun ve sürekli olması ya da zararlının bir üretim periyodunda birkaç nesil vermesi durumunda, uzun süreli koruma ancak uzun süreli etki sayesinde mümkün olabilmektedir. İlaçların koruyucu özelliklerinin kalıcı ve uzun süreli olması, ciddi bir soruna yol açmaktadır. Bu sorun, ilacın tatbik edildiği bitkisel üründe kalıntı bırakmasıdır. Bu durum tütün, tütün mamulleri hatta bir endüstri ürünü olmasına rağmen sigarada da benzeri kalıntının bulunmasına neden olabilmektedir. Sağlık açısından zararlı olan veya olabilecek çeşitli kimyasal bileşiklerin, gıda maddelerinde bulunmasına müsaade edilen maksimum miktarların (tolerans), pek çok ülkede belirlenip kamuoyuna duyurulması, üretici ve tüketiciyi daha tedbirli davranmaya yöneltmiştir. Tolerans, ilaç kalıntısının gıda maddeleri içinde veya üzerinde bulunmasına müsaade edilen maksimum rezidü limiti (MRL) dir. Birimi (parts per million-milyonda bir) ppm olarak ifade edilir. CORESTA tarafından yayınlanan tolerans-MRL miktarları aşağıdaki listede sunulmaktadır.
Bölgesel Analiz: Ege Bölgesinde tütün üretimi, fidelik ve tarla dönemi dâhil olmak üzere Şubat-Ekim ayları arasında yapılmaktadır. Üreticiler tütün fidelerini kendileri yetiştirmektedir. 1 dekar tütün tarlası için 6 m² fidelik alanı yeterli olmaktadır. Dekar verimi 80-130 kg arasında değişmektedir. Tütün üretim alanlarında yağış ve sıcaklık durumuna göre değişik hastalık ve zararlılar ön plana çıkabilmektedir. 2020 yılı mevcut aktif maddelere göre, aşağıdaki ilaçlama programına uygulanması durumunda tütünde 1,08 kg-lt/dekar bitki koruma ürünü (BKÜ) sarf edilmesi ihtimal dahilindedir.
-
Tütün fideliklerinde;
3 çökerten (25 g/l Fludioxonil + 10 g/l Metalaxyl-m, 360 g/l Hymexazole, %50 Metalik bakıra eşdeğer bakır oksiklorid)
3 maviküf (%40 Metalaxyl-m + %4 Acıbenzolar-s-methyl, %80 Maneb, %80 Mancozeb + %9 Dimethomorph)
2 insektisit (%20 Acetamiprid, 100 g/l Cyantraniliprole, 200 g/l Methomyl) ilaçlaması ile
1 zehirli yem (% 4 Metaldehyde) uygulaması,
-
Tütün tarlalarında;
1 yabancıot (450 g/l Pendimethalin)
3 maviküf (%40 Metalaxyl-m + %4 Acıbenzolar-s-methyl, %80 Maneb, %80 Mancozeb + %9 Dimethomorph)
3 yaprakbiti-thrips (100 g/l Cyantraniliprole, %90 Methomyl, 50 g/l Deltamethrin)
2 külleme (100 g/l Penconazole, 100 g/l Tetraconazole)
2 yeşilkurt (200 g/l Methomyl, %5 Emamectin benzoate) ilaçlaması,
-
Üretici tütün depolarında
1 tütün ambar zararlıları (100 m²'lik depo) ilaçlaması (%25 Malathion) yapılabilir.
Tütünde kullanılan zirai mücadele ilaçlarının koku yapmaması, kokunun dumana geçmemesi gerekmektedir. Bunun için tütünde herhangi bir hastalık ve zararlıya karşı denenen ilaç, zararlıları organizmaları yok etme gücü bakımından çok iyi olsa bile hemen pratiğe intikal ettirilemez. Öncelikle:
a) İlacın tütünde içim kalitesini bozup bozmadığı, ilaçlı tütün içim denemelerine tabi tutularak incelenir.
b) İlacın tütünde toleranslar üzerinde kalıntı bırakıp bırakmadığı kimyasal analizlerle tespit edilir.
Bu deneme sonuçları da müspet ise ilacın tütünde ruhsatlandırılması süreci başlar. Tarım ve Orman Bakanlığı tütün hastalık ve zararlılarına karşı kullanılan ruhsatlı bitki koruma ürünlerini www.bku.tarim.gov.tr adresinde güncel olarak yayınlanmaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde AB ülkeleri ve diğer ülkelerin kullandıkları BKÜ devamlı olarak takip edilmektedir. Dış ülkelerde toleransları düşürülen, kullanımdan kaldırılan ilaçlar varsa, ülkemizde de bunlara uygun tedbirler alınmaktadır. Böylece BKÜ’ler güncel ve bilimsel verilere dayanılarak düzenlenmektedir. Bu kapsamda 2019 yılında tütünde neonicotinoid grubu aktif maddeler ile propineb aktif maddesi yasaklanmıştır. Kalan BKÜ’nin etki mekanizmaları, zararlıların direnç geliştirmesi, bazı ithalatçı ülkelerin methomyl ve mancozeb gibi aktif maddeleri istememesi, yüksek fiyatlı ilaçlar, piyasada bulunamama gibi nedenler tütün üretimini olumsuz yönde etkileyebilecek, hastalık ve zararlıların epidemi yaptığı yıllarda verim ve kalite yönüyle düşüşler yaşanabilecektir.
Sonsöz: Tütünde kullanılan zirai ilaç kalıntılarının halk sağlığı yönüyle tehlike oluşturmaması ve ticarete konu tütünlerin satış hacminin azalmaması için tütüne ruhsatlı BKÜ kullanılmalı, etiketler dikkatlice okunmalı, kültürel tedbirler uygulanmalıdır. Fidelikten tarlaya hastalık ve zararlı taşınmamalı, tütün kurutma esnasında veya ambarlarda sarartma maksadıyla ilaçlama kesinlikle yapılmamalı, son ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken sürelere de riayet edilmelidir. Bu süreler ilaç kalıntı miktarlarının toleranslarının altına düşmesi gereken sürelerdir. Tütün zararlıları görülmeden, yani ilaçlama eşiğine erişilmeden ilaçlama yapılmamalıdır. Ancak tütün yetiştirilen alanlarda TSWV (Domates lekeli solgunluk virüsü) hastalığı görülüyorsa, thripsler için zarar eşiği beklenmez. Bunun yanında yerleşim yerlerine yakın veya içinde olan tütün üretim alanları da risk altında kalabilmektedir. Belediyelerin yaz aylarında düzenli olarak yaptıkları ilaçlamalar tütünlerde kalıntı oluşturabilmektedir. Tarla seçiminde de dikkat edilmelidir. 18.02.2020